MENDİLDEKİ SARI SAÇLAR

MUKADDES HATIRALAR

Bir sıhhiye çavuşu anlatmıştı: Süngü muharebeleri birkaç saat sürüyor. Öğleden sonra ikide üçte yada ikindiye doğru ne bizde, ne onlarda takat kalıyor, muharebe kendiliğinden sona eriyordu. O vakit beyaz bayraklar çıkıyor, yaralıları taşıyorduk. Bu arada rastladığımız düşman sıhhiyeleriyle de birbirimizi anlamasak da ayak üstü yarenlik ediyor karşılıklı cıgara veriyorduk.

Bir seferinde, iki Fransız sıhhiye bana seslendiler. Gittim işaretle birini gösterdiler. Bir Fransız askeriydi. Pek yakışıklı biriydi. Elini işaret ettiler. Eğilip baktım. Bir fotoğraf tutuyordu, Genç bir kadın fotoğrafıydı. Belli ki ölmeden önce fotoğrafı çıkarmış, resimdeki kadına baka baka ölmüştü… Bir tuhaf oldum.

Az ötede cesetlerin arasında bir Şehidin cesedi de dikkatimi çekti. Oturmuş, başı yana öyle ölmüştü. Yüzünden Karadenizli olduğu anlaşılıyordu. Yüzü adeta güler gibiydi.

Baktım Mehmetçiğimiz de elinde bir şeyler tutuyor. Ona doğru gittim. Avucunda işlemeli mendil tutuyordu. Kolundan akan kan mendile kadar gelmiş, mendili kana bulamıştı. Mendili avucundan yavaşça bırakıverdi. İçini açtım, baktım. Yeni doğmuş bir bebeğin altın gibi sapsarı saçları vardı. Mendili ve saçları şehidin koynuna soktum.

Onu alıp o mukaddes hatıralarıyla beraber gömdüm…

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çanakkale Şehitlik Turu - Çanakkale Gezisi - Çanakkale Turları - Çanakkale Şehitlik Turları