ŞEFİKA İLE SEMİH

ŞEFİKA İLE SEMİH
Nice öğrenci, Çanakkale savaşı sırasında gönüllü olarak cepheye gitmek için üniversitelerdeki eğitimlerini yarıda bırakıyordu.Şefika ile Semih bu öğrencilerden sadece ikisiydi. Üniversitenin güzel sanatlar akademisi resim bölümü öğrencileriydiler. Okulun daha ilk günü tanışmış, birbirlerine ilgi duymaya başlamışlardı. Zaman içerisinde bakışlarıyla birbirlerine olan bu ilgiyi hissetmiş ve ikisi de birbirinden habersiz birbirlerini sevmeye başlamışlardı. Bir gün Semih, Şefika’ya açılmış kurmak istediği yuvanın güzel hayallerinden Şefika’ya bahsetmişti. Başını öne eğen Şefika hiçbir şey söylememiş, koşarak Semih’in yanından uzaklaşmıştı.Semih’in sürekli sevgisi ve ısrarı karşılıksız değildi. Okuldaki beraberlikleri yetmiyor birbirlerinin ders kitaplarının arasına bırakılan mektuplar, bu duygu selinin sonsuz bir muhabbete dönüşebileceğini gösteriyordu. Son sınıfa geçince nişanlanmışlar, yaza doğru da evlenme kararı almışlardı…
Fakat savaş çıkıp vatan söz konusu olunca ayrılık kaçınılmazdı.
Bir hayal yaşanacak bir yuva kurulacaksa, bu istiklal içinde yaşanan bir vatanda olmalıydı. Semih okulunu erteleyip gönüllü olarak cepheye gitmiş, Şefika ise okuldan kalan zamanında gönüllü olarak hastanede çalışmaya başlamıştı. Yaralıların acılarını paylaşarak, kendi ayrılık acısını dindirmeye çalışıyordu. Her fırsat bulduğu anda semih’ten gelen mektupları defalarca okur, okunan mektubun ardından yaralılara daha bir şefkat ile bakardı. Bir gün yeni gelen mektupta şu satırlar yazıyordu: “Güzel nişanlım, Şefikacığım, seni ne kadar muhabbetle sevdiğimi biliyorsun. Ancak bilmeni isterim ki şimdi bu mübarek vatanımızı senden çok seviyorum. Zaten vatanımı ölesiye çok sevmiş olmam seni çok sevmiş olduğumu göstermez mi? Eğer şehit olursam Çanakkale gazisi bir zabitle evlenerek insanlığın sana yüklediği güzel görevi yerine getirmeye çalış… Yalnız senden bir ricam var;Kanlısırt’ ta açılacak damarlarımdan, sıcak BİR DAMLA KAN kalbinin en samimi bir köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın! Elveda! Ey ruhumun çocukluk sevdası! Ölünceye kadar seninleyim, Semih’in…” Bu gelen Semih’in son mektubu omuştu. Hastanede acı dolu günler Semih’ten haber bekleyerek geçiyordu. Günlerden bir gün Garnizon Komutanı hastaneye yaralıları ziyarete gelmişti. Doktor kapıda karşılayıp; “Buyrunuz komutanım! Gazilerimiz emir ve görüşlerinize hazırdır!” dedikten sonra Komutan, gür sesi ile gazilere; “Geçmiş olsun!” Gaziler; “Vatan sağolsun!”, “siz sağolun!” sesleri tüm hastane koridorlarında yankılanmış, herkes çok duygulanmıştı… Komutan tek tek askerler ile ilgilendikten sonra yaralı bir subayın yanına yaklaştı ve alnından öperek; “BİNBAŞILIĞINIZI MÜJDELER VE TEBRİK EDERİM CELADET BEY!” “teşekkür ederim komutanım. Evet, bugün bana şan ve şeref var. Fakat ne olurdu bende üniversiteli Teğmen Semih gibi şehit olsaydım…”
Şefika, Semih ismini duyunca; Ağlamaya başladı. Bu yaralı gazinin Semih’in komutanı olduğunu anlamıştı. Hıçkırıklara boğulmuş ağlarken, Garnizon Komutanı’nın sesi ile irkildi… Komutan, Celadet Bey’in annesine telgraf çekilip acele getirtilmesini istiyordu. Akşama doğru Celadet Bey’ in annesi geldiğinde haykırışları kapının girişinde duyuluyordu; “Guzum! yavrum! Elhamdülillah, seni sağ salim buldum!” diye hasretle kucakladı… Oğlunun kendine sarılmaması, bir anda onu çok üzmüş, neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu… Üzerindeki örtüyü kaldırıp baktığında korkunç manzara ile karşı karşıya kalmıştı. Oğlunun kolunun biri omuzdan, diğeri dirseğinden kopmuş bir haldeydi. Bir ayağı diz kapağının üstünden, diğeri baldır hizasından kesilmişti. Oğlu, kütükte doğranan et misali doğranmıştı. Oğlunu hasretle kucaklamaya gelen annesinin yaşlı kalbi, bu görüntüye dayanamamış, oracıkta ruhunu Allah’a teslim etmişti.Celadet Bey, komutanının yanında ağlayamamış, ama hissettiklerini de istemeden ifade etmişti; “Ya Rabbi!!! Madem ki beni yaşattın, bari şu acınacak halimdeyken tek ilacımı, dünyadaki tek dayanağımı elimden almasaydın! Büyüklüğünden ne eksilirdi? Ne kadar çok ihtiyacım vardı anamın şefkatli ellerine… Şimdi kim silecek gözyaşlarımı! Kimsesizliğim, ızdırabım, şikayetim sanadır Allah’ım! Duy beni Ya Rabbim!…” Komutan; “Bak oğlum! Şuna kesinlikle inan, seni gözetip kollayacak, bakacak, vatanına yaptığın hizmetlerin karşılığını sana kadınlık yaparak, şükran borcunu ödeyecek binlerce iffetli Türk kızımız var.” Gözyaşlarının yanaklarından süzülmesine engel olamayan Celadet Bey yutkunarak, üzüntü ve pişmanlığını dile getirir. Söylenmemesi gereken sözler söylemiş olduğunu düşünür. Acıyla; “Anlıyorum efendim, ama vücudu ağaç kütüğüne dönmüş birini kimse istemez!”. Kendi yüreğinin çığlıklarını duymaya çalışan Şefika, metanetini koruyarak Celadet Bey’in baş ucuna gelir; “Yanılıyorsunuz, Celadet Bey, hem bir şehidin, Semih’imin vasiyetini yerine getirmek, hem de sizin gibi şanlı bir Türk Gazisinin hizmetinde bulunmuş olmanın vereceği şerefle yaşamak istiyorum. Bu şereften beni mahrum etmeyiniz”. Celadet Bey başını çevirdiğinde karşısında Şefika’yı gördü. Bu inanılmaz manzarayı seyreden komutan; “Berhudar ol kızım, bu vatanın ekmeği sana helal olsun!”Celadet Bey’in susuz topraklar gibi parça parça yarılmış dudaklarındaki acı, tatlı bir tebessüme dönüşürken; “Ey büyük Rabb’ im! Anamı alıp, şimdi bana bir meleğini mi yolladın? İç içe girmiş kader bilmecesini senden başka kim çözebilirdi ki Rabbim!…” Şefika’ya dönerek; “Siz sevgili kardeşim, yoldaşım, arkadaşım semih’ten bana intikal eden bir şefkat meleği olmalısınız!”
Bu tablo karşısında Şefika duygularını, kendini, Semih’ini ve şurada çaresizlik içinde yatan Celadet Bey’i düşünürken, kararını çoktan vermiştir. “Celadet bey, biliniz ki; Çanakkale Savaşları’nda kalbime sıçrayan BİR DAMLA KAN, size karşı taşıyacağım şefkatli ve hürmetkar muhabbetimin üstünde sonsuza kadar asılı kalacaktır.”
Şefika’nın yüreğinden kopan bu sözlerine Celadet Bey hıçkırarak cevap veriyordu; “Evet, o fedakar Semih’in mübarek kanıdır. Onun yanına, şu feci halimden dökülen bir damla gözyaşı da benden hediye olsun!” Hastane odası bambaşka bir havaya bürünmüştü. Komutanı, askeri, yaralısı, yarasızı herkes ağlıyordu…

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çanakkale Şehitlik Turu - Çanakkale Gezisi - Çanakkale Turları - Çanakkale Şehitlik Turları